Gök Medrese
Açık avlulu, iki katlı, dört eyvanlı plan şeması gösteren bir medresedir. Giriş eyvanının sağındaki mescidin ve iki yan eyvanın firuze renkli çinileri bu medreseye Gök Medrese adını verdirecek kadar etkili olmuştur. Selçuklu sanatının en seçkin en abidevi anıtlarından biri olan Gök Medrese, süsleme sanatı ile mimarinin birbiriyle bütünleştiği nadide eserlerimizdendir.
Açık avlulu, iki katlı, dört eyvanlı plan şeması gösteren bir medresedir. Giriş eyvanının sağındaki mescidin ve iki yan eyvanın firuze renkli çinileri bu medreseye Gök Medrese adını verdirecek kadar etkili olmuştur. Selçuklu sanatının en seçkin en abidevi anıtlarından biri olan Gök Medrese, süsleme sanatı ile mimarinin birbiriyle bütünleştiği nadide eserlerimizdendir.
“Gök Medrese,
özellikle anıtsal mermer taç kapısı ve cephesiyle XIII. Yüzyılın
karakterini tam anlamıyla yansıtır. Medresenin doğu yönünde olması
gereken ana eyvan yıkılmış; sonradan Müftü Seyyid Abdullah Efendi
tarafından ahşap olarak yaptırılmıştır.
Girişin sağındaki mescit bölümünün
firuze renkli çinilerinin büyük bir kısmı düşmesine rağmen ihtişamını
korumaktadır. Mescit mihrabının çevre bordürleri koyu mavi, mor ve
firuze renkli çinilerle çiçekli kufi tarzda yazılı ayet çevrelemektedir.
5.20 x5.20 miç ölçülerindeki kare planlı mescit kubbesinin onaltıgen
kasnağına Türk üçgenlerinin yardımı ile geçiş sağlanmıştır. Üçgenler ve
kubbede tuğla-çini mozaik birlikte kullanılmıştır. Onaltıgen kasnaktan
sonra yarım küre kubbe eteğine çepeçevre üç hadis yazılmıştır. Çinilerle
süslü mihrabın çevresinde kufi yazı ile âyetel-kürsi yazılıdır.
Gök Medrese’nin cephesi 31.25 m’dir. Taç
kapı yaklaşık cephenin 1/3’ünü kaplamaktadır. Minarelerle birlikte
yüksekliği25 molan taç kapı cepheden1.80 möne çıkmıştır. Medreseye 4 x7
mboyutlarındaki bir kapıdan girilir. Giriş eyvanının üstü yıldız tonozla
örtülüdür. Giriş eyvanının yanlarındaki karşılıklı iki kapıdan sağdaki
medresenin mescidine, soldaki darü’l-kurra kısmına açılır. Minarelerine
bu odaların içinden çıkılır. Mescit, dershaneye göre daha büyük
yapılmıştır. Bu mekân bütünüyle üçgenli bir kuşak üzerine oturan kubbe
ile örtülmüştür.
Her iki yanı revaklı avlunun ölçüleri
24.25 x14.50 m. dir. Yedi açıklıklı revakların orta açıklıkları geniş
olup bunların gerisinde yan eyvanlar, eş genişlikteki yan açıklıkların
gerisinde de üçer adet sivri beşik tonozlu hücreler bulunur. Hücrelerin
kapıları revak kemerlerine açılmaktadır.
Minare gövdelerinde iri eşkenar
dörtgenler ile eski gelenek devam ederken, cephe yan kanatlarındaki iri
sekiz köşeli yıldız dikkati çeker. Plastik sanatın şaheserlerinden olan
taç kapıda mermer malzeme nedeniyle ışık-gölge değerleri genel görünüme
katkıda bulunmaktadır. Plastik dekorlu yan kulelerin taç kapı
bezemesiyle denge sağlamak amacıyla dekore edildiği düşünülebilir. Sırlı
tuğla ve çini işçilikli minarelerle de berkitme kuleleri arasında bir
denge aramasına gidilmiştir.
Taç kapıyı dış şeritlerden sonra üç
yönden dönen bitkisel ve geometrik dekorlu bordürler çevrelenmekte;
portal üzeri mermer malzemeli dendanlarla son bulunmaktadır. Bugün bu
dendan motifli mermer taşlardan sadece iki tanesi minare diplerinde
birer örnek olarak kalmıştır.
Minarelerin yücelttiği taç kapının iki
yanında, içe açıklık ve aydınlık sağlayan mermer ve mukarnas kavsaralı
iki pencere bulunmaktadır. Taç kapının solunda üç lüleli çeşmesi, üç
dilimli kemeri, iki satırlık kitabesi ve üç yönü dolanan geometrik
bordürüyle bir bakıma cephedeki simetriği bozmakta; ancak, cepheye
zenginlik vermektedir.
Minarelerin altında iki kare alan
görülmektedir. Bu alanın altında geniş ve dışa taşıntılı kaval
silmelerin çizdiği büyük şekiller bulunur.
Yine kaval silmelerin meydana getirdiği
sekiz köşeli motifi dikkati çeker. Bunun altında kompozit bitki demeti
kabartması mealinde simetrik olarak yanlardan çıkan yaprak motifleri,
nar meyvesi, kuş ve en tepede cepheden görünüşü yapılmış kartal motifi
oturtulmuştur. Bu motif, “Hayat Ağacı” motifi olarak adlandırılmaktadır.
Hayat ağacı motifinin altında ise
kesişen iki karenin meydana getirdiği sekiz köşeli yıldızı bir oktogon
doldurur. İçinde yazı olup boşlukları kıvrık dallar ile doludur.
Yukarıda anlatılan motifler diğer minarenin altında da simetrik olarak
işlenmiştir. Bu işleyiş detaylı ve itinalı olduğundan ve malzemenin
mermer olması nedeni ile daha gösterişli dururlar.
Taç kapının girişi basık kemerli,
geçmeli renkli mermerdendir ve tabana kadar kesintisiz iner. Üst köşe
taşlarında yepyeni ve benzersiz bir motif olarak birer yaprak kabartma
oturur. Yaprağın içini birbirine girift hayvan başları doldurur. Koç,
tilki, boğa, ördek, at, kuş, arslan, yılan ve fil başlarının tanındığı
bu kompozisyonda burç işaretlerinin kastedildiği sanılmaktadır.
Türklerin on iki hayvanlı takviminde de bu hayvanların bir kısmı
mevcuttur. Bu takvimin hayvanları sıçan, sığır, pars, tavşan, ejder,
yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuzdur.
Taç kapının on dört sıralı mukarnasdan oluşan kavsarası, petek manzarası göstermektedir.
Evliya Çelebi de İslam diyarında eşine
rastlanmayan medresenin kale kapısı gibi büyük bir kapısı olduğunu,
dershaneleri ve öğrencilere ait olan odaların seksen kadar yekün
tuttuğunu, iki kat olan medresenin yazın üst, kışın alt katında
oturulduğunu yazar. (Hikmet Denizli, Sivas Tarihi ve Anıtları, Sivas 1998, s. 91–103.)
Kaynak : http://www.sivaskulturenvanteri.com

No comments:
Post a Comment